

İSLAM'DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI
İbadetin Toplumsal Faydaları
Cuma, teravih gibi cemaatlerle kılınan namazlar birlik ve beraberliğin güçlenmesini, bireyler arası ilişkilerin gelişmesini sağlar. Aynı safta namaz kılan insanlar arasında her türlü ayrım ortadan kalkar.
İbadetler sayesinde insanlar din kardeşliğinin, din kardeşliğinden doğan gücün ve bir
topluma mensup olmanın öneminin farkına varırlar.
İbadetler sayesinde insan ahlaki bir kişilik kazanır. Bü ahlak gereği yaptığı işlerde daima dürüst davranır. Kibirden, gösterişten uzak kalır. Başkalarının hakkına saygı duyar. Böyle bireylerden oluşan toplum barış, dayanışma ve huzur içinde olur. İslam ahlakını
Peygamber Efendimiz en güzel şekilde temsil etmiştir. Kalem suresinin 4. ayetinde, “Ey Resulüm, elbette ki sen en güzel ahlak üzeresin.” buyrulmuştur. Hz. Aişe validemize Peygamber Efendimizin ahlakı sorulduğunda, “O’nun ahlakı Kur’an idi.’’ cevabını vermiştir.-Kur’an okumak önemli bir ibadettir. Kur’an gıybeti, meşru olmayan kazancı, yalanı, iftirayı yasaklayarak insana doğru yolu gösterir. Bu şekilde davranan toplumda sosyal ilişkiler düzgündür.
Namaz kılan insan daima Allah’a hesap vereceğinin bilinciyle kötü davranışlardan uzak kalır, iyi ve doğru davranmaya çalışır. Peygamber Efendimiz, “Söyleyin bakayım, sizden birinizin kapısının önünde bir akarsu bulunsa ve onda her gün beş defa yıkansa ne dersiniz? Bu yıkanma, onun kirinden pasından bir şey bırakır mı?” diye sorduğu zaman sahabe “Hayır.” diye cevap verince Resûlüllah (s.a.v), “Beş (vakit)namaz da işte bunun gibidir. Onlarla Allah Teâlâ günahları siler, mahveder.” buyurmuştur. Namaz kılmadan önce namaza hazırlık olarak abdest alan kişi maddi kirlerden temizlenmiş olur. Böylece maddi ve manevi kirlerden arınmış olan kişinin ahlaki özellikleri gelişir, böyle bireylerden oluşan toplumda huzur ve güven hâkim olur.
Zekât, İslam’a göre zengin sayılan kimselerin malının belli miktarını fakirlere vermesidir. Bu şekilde toplumda zengin ile fakir arasındaki gelir dağılımındaki farklar azalır; toplumda maddi uçurumların olması önlenir. Fakirin daha fakir olmasının önüne geçilir.
Zekât veren kişi Allah’ın rızasını kazanmış olmanın mutluluğunu yaşar, zekâtı alan fakir de Allah’ın emri olduğu için eziklik hissetmez. Zekât sayesinde fakir, içinde yaşadığı toplumda hayırsever insanların olmasından dolayı Allah’a şükreder. Böylece insanlar arasında saygı, sevgi oluşur, toplumsal bağlar kuvvetlenir. Peygamber Efendimiz, “Zekât, İslam’ın köprüsüdür.” buyurarak zekâtın zengin île fakir arasında bir köprü olduğunu belirtmiştir.